Hoşgeldin 2016...

 Yeni Yıl, Yeni Umutlar Bir yılı daha geride bırakıyoruz.. Acılarla, sevinçlerle, kahkahalarla ve kimi zaman gözyaşları ile geçirdiğimiz koca bir yılı...

Gelecek yıldan da öyle çok şey bekliyoruz ki.. İnkar eden kendini kandırır. Yeni bir ev, güzel bir iş, kalbini saracak bir aşk belki bir araba belki iyi bir üniversite.. Listenin sonu yok, tıpkı hayal gücümüzün sonunu olmadığı gibi..

Taptaze bir yıl heyecan vericidir, eteğinde bizler için neler sakladığını bilemeyiz ve bir ümittir bizim için beklemek Nimet Abla önünde uzanan metrelerce kuyruk da bu ümidin resmidir. Hoş 'bize çıkmaz ya' der der durur, yine de bekleriz. Amorti bile vursa yeter hayallerimize çünkü, öyle ya hiçbir şey olmasa 'Kendi parasını çıkarsın yeter be ' Umut etmek güzeldir vesselam.. Yaşamak için sebeptir hayallerimiz.. Bırakın elli beş parçaya bölünsün elli beş milyon, herkes mutlu olsun, kalp kırılmasın yeter ki, bu yıl barışın yılı olsun, savaşlar son bulsun çocuklar rengarenk gülsün, anneler ağlamasın, yüreğinde iyilik barındıran herkes iyilik bulsun, çok sevelim çok sevilelim..

Ve ben dilerim ki hayallerimizin tamamının GERÇEKLEŞMEYECEĞİ bir yıl olsun, olsun ki hayal kurmak ve yaşamak için de bir sebebimiz kalsın, her şeyi elde edersek yaşamın ne bir anlamı ne de bir tadı kalır, öyle değil mi :) İyi bir yıl olsun... Hoş geldin 2016..

Dislike Butonu

Facebook kurucusu Mark Zuckerberg Eylül ayında bir açıklama yaptı. Ve açıklamasında “Facebook hakkında ; “beğenmeme tuşu” üzerinde çalışıyoruz, teste de başladık,” diyerek Facebook’a beğen tuşu yanında beğenmeme tuşununda getireleceğini bildirdi. Bu durum bana göre oldukça sakıncalı olacak:

Öyleki biz insanların beğenilme duygusu doğasında vardır. Paylaşım yapan bir bireyin düşüncelerine herkes katılmak zorunda değil elbette. İnsanlar sevmedikleri kişilerin paylaşımlarına “beğenmedim” diyerek ifadelerini belirtecekler. Bu da sosyal meydada belli başlı kavgaların oluşmasına sebep olacaktır. Böyle bir platformda beğenmeme tuşu ne kadar ilerleyebilir öngöremiyorum. Çoğu kişi bu beğenmeme tuşu geldikten sonra paylaşımlarını yaparken tereddütte kalacak ve belkide paylaşım sayılarında azalma görülecektir.

Paylaşımların azalmasını Facebook istemeyeceği için, Mark Zuckerberg uzun süredir beğen tuşu yanında beğenmeme tuşunun gelmesi konusu hakkında bilgi vermiyordu. Eylül ayında yapmış olduğu açıklama ile şöyle düşünmüş olmalı “ Bir çok kişi sosyal medya üzerinden hayatını yönlendirirken,arkadaşlarının acı haberleri ile de karşılaşıyorlar. Bu acı haberlere beğen tuşu pek de hoş durmuyor açıkcası. Ailesinden acı bir ölüm haberi ya da kaza haberi içerikli paylaşımlar karşısında begenmeme tuşu kullanılabilir. İnsanların, üzüntülerini pratik olarak ifade etmeleri için bir tuşa daha ihtiyalaçları vardı. “dislike” butonu..

Uygulamalar Öyle Kolay Bulunmadılar

Günlük hayatımızın büyük bir kısmını telefon uygulamalarına harcadığı kaçınılmaz bir gerçek.

Peki; bize olumlu ya da olumsuz etkileri olan bu uygulamaları; kimin, neden, nasıl ,nerede ,ne zaman, ve niçin oluşturduğunu ve oluşum serüvenini merak ediyor muyuz? Bence geç bile kaldık, sizin için en çok kullanılan uygulamaların 5N 1K incelemesini yaptım ve gerçekten azımsanmayacak derecede ilginç olayların döndüğü sonucuna vardım.

Biran ACTON - Jan KOUM

İlk olarak Whatsapp’tan bahsetmek istiyorum. Çünkü; Facebook’un 19 milyar dolara değer biçip satın aldığı bu uygulama dünyada bomba etkisi yaratmış durumda.

Whatsapp Messenger; akıllı telefonlar için üretilen arama ve mesajlaşma platformudur. Şimdilerde görüntülü arama özelliği de ekleneceği söylentisi var. Android, IOS, Blackberry, Windows Phone ve Symbian telefonlarla uyumlu olan 2 yıl ücretsiz olarak kullanılan, sonrasında ücrete tabi tutulan bir uygulamadır.

Teknik incelemesini yapmak şu anlık bu kadar yeterli esas konumuza yani; ortaya çıkma serüvenine bir göz atalım:

Jan Koum

Jan Koum 1992 yılında annesiyle birlikte Ukrayna’dan Kaliforniya’ ya, Silikon Vadisi’ ni oluşturan şehirlerden biri olan Mountein View’a göç ediyor. Koum o dönemde, yemek fişi toplayarak geçimini sağlıyor öyleki, ailenin geri kalan fertlerini arayamayacak kadar kötü durumda…İşte tam bu dönemde Whatsapp’ın ilk adımları atılmaya başlanıyor!

Tek bir şey yapmak istiyorum, ve en iyi şekilde yapmak...

Devlet desteğiyle sadece 2 yatak odası olan bir ev tutan 2 kişilik aile, Ukrayna’dan giysilerinin yanı sıra -defter kalem almaya paraları yetmeyeceği için- bavula defter kalem doldurarak geliyor.

Anne masrafları karşılamak için çocuk bakıcılığı da yapıyor ve Koum da bir süpermarkette temizlik görevlisi olarak çalışıyor.

Annesine kanser teşhisi konulunca ikisi de işten çıkıyor ve annesinin İş Göremezlik Raporu’ndan aldığı parayla geçimlerini sağlıyorlar.

Koum İngilizceyi çok iyi konuşmakla birlikte; Amerikan lise eğitimindeki yavan arkadaşlıkları benimsememiş ve 18’ine geldiğinde ‘sorun çıkaran’ bir genç olmuştur.

HACKER GRUBUNA KATILIR…

Bu sürede bilgisayar eğitimine devam eder ve ikinci el kitapçıdan aldığı programlama kitaplarını alıp okudukça geri satan koum; woowoo hacker grubuna katılıp, Silicon Graphics sitesine sızmıştır. Yeri gelmiş napster kurucu ortaklarından Sean Fanning ile chat’leşmiş.

ORTAĞIYLA TANIŞMASI

Koum’un Whatsapp ortağı Brian Acton ile tanışması da bu döneme denk geliyor.

1997’de bir gün karşı masasına gelip oturan Koum hakkında o dönem Yahoo çalışanı olan Brian Acton(44) onun hakkında Forbes’e şunları söylüyor :

‘Onun biraz farklı olduğunu görebiliyordum. Diğer çalışanların aksine ’Burada politikanız nedir, burada ne iş yapıyorsun’ gibi saçma diyaloglarla işi yoktu. Neyse. İşte öyle biri…’

Jan Koum ve Brian Acton

 Görünen o ki, Jan Koum da Brian Acton hakkında benzer görüşlere sahipmiş.

‘İkimizin de saçmalama konusunda yeteneği yok’

diyor Koum.

DÖNÜM NOKTASI :YAHOO SUNUCUSU BOZULUNCA …

Bir gün Yahoo sunucusu bozulunca işler Koum için değişmiş, Yahoo kurucu ortaklarından David Fili telefonundan Koum’ u arayarak arıza haberini verince Koum’ un cevabı ‘dersteyim’ olmuş. Filo ise. ‘Derste ne halt ediyorsun? Çabuk ofise gel’ deyince okulu bırakıp sunucuyu tamire başlamış, okula tekrar uğramamış. :D

1997’de babasının ölmesinin ardından Koum’ un annesi de 2000 yılında hayatını kaybedince Koum yalnız bir hayata başlıyor, bu sırada onu evine davet edip sık sık destek olan da Brian Action’ın ta kendisi.:)

Koum, birlikte çalışmaya devam eden ikili 2007’de birlikte işten ayrılarak bir üre seyehat edip gezmişler. Birlikte Facebook’a başvurmuşlar ve reddedilmişler.

WHATSAPP NASIL DOĞDU?

Koum,2009 yılına girildiğinde Yahoo’ daki kazançlarından biriktirdiği 400.000 doların da onuna gelmeye başladığı sıralarda bir iPhone almış. Nasıl para kazanacağım diye düşünürken AppStore’un yepyeni bir endüstri yaratacağını farketmiş ve Rus arkadaşlarından Alex Fishman’ ın evine yemeğe gittiğinde bir diyalog sonucunda bir uygulama fikri ortaya atmış.

Ortaya attığı uygulama fikri, telefon rehberinde bulunan isimlerin yanında Facebook durumu gibi ‘şu anda meşgulüm’ ‘spor salonundayım’ ‘pilim bitiyor’ gibi bilgileri içermesi üzerine yoğunlaşmış.

Koum sistemin arka planını yapabileceğini ancak bir iPhone yazılımcısına ihtiyaç duyduğunu söyleyince Rus arkadaşı Fishman ‘rentacoder.com’ üzerinden başka bir Rus arkadaşla tanıştırmış .

İlk Whatsapp sürekli çöküyor veya takılıyorken uygulamayı sadece Koum’un Rus arkadaşları ile Brian Acton indirmiş. Koum pe edip bir işe başvurmaya hazırlanırken onu durduran Acton olmuş. ‘Şu an bundan vazgeçersen çok büyük bir salaksın demektir. Birkaç ay daha şans tanı.’

Bir süre daha çabalamaya devam eden Koum’a mucizevi destek ise tam bu dönemde Apple’dan gelmiş. 2009 yılının Haziran ayında Push bildirimleri hizmete sokan Apple, bir kullanıcı bir uygulamayı açık tutmadığı zaman ‘ping’ atarak o uygulamadan bir bildirim geldiğini kullanıcıya bildirmeye başlamıştı. Whatsapp’ın dönüm noktası da bu yeni teknoloji oldu.

Artık biri Whatsapp durumunu değiştirdiğinde rehberindeki herkesin cep telefonuna bildirim gidiyordu. Koum’un Rus arkadaşları ise Whatsapp’ı amacının dışında kullanıp durumlarını ‘geç kalktım’ ‘şimdi oraya geliyorum ‘gibi durumlarla değiştirmeye başladı.

Fishman,

‘uygulama bir noktada anlık mesajlaşma uygulamasına dönüştü. Biz ‘hey naber’ diyorduk ve bir başkası cevap veriyordu’ 

diyor.

Jan, tüm bu durum değişikliklerini Santa Clara’ daki Mac Mini’sinden izlerken aslında bir ‘anında mesajlaşma uygulaması ‘ürettiğini farketti.

‘dünyanın öbür tarafındaki bir kişiye bir cihaz vasıtasıyla anında ulaşmak,bu çok güç bir şeydi’

diyor.

Richard Feynman Üzerine

Bazı kişiler diyor ki: “Bilmeden nasıl yaşayabilirsin?” Neyi kast ettiklerini bilmiyorum. Ben daima bilmeksizin yaşıyorum. Benim neyi bilmek istediğimi nereden bileceksiniz?

Richard Feynman

Richard Feynman, Scientific American

İnsanız. 

Sonsuz olan evrende yerimiz ve yaratılma amacımızı sürekli bulma çabası içinde yaşamına devam eden ve bunu; içinde sayısı belli olmayan nöronların bulunduğu ‘beyin’ aracılığıyla gerçekleştiren canlılarız. 

Sürekli cevaplanması çok zor ya da çok kolay sorularımız var. Kimi zaman bu sorular bir kişi tarafından ortaya atıldı ve birkaç kuşak sonrasında cevabına ancak olaşıldı. Bu kadar belirsiz ve karmaşık bir düzene sahip olan yaşamdan beklediğimiz şey nedir? Her şeyi bilmek? Her konuya hakim olmak? Sizce bu mümkün müdür? ya da bunun olmasını isteyen insanlar düpedüz sorunlu kişilikler değil midir?

Richard Feyman’ın bu sözünü öğrendikten sonra hayatını araştırmak istedim. Çünkü böylesine derin bir anlam içeren bir cümleyi oluşturan, hayatın şifresini çözmeye çalışan zeki bir beyinden başka bir şey olamaz sanırım.

Araştırma sonuçlarım umduğum gibiydi. Kuantum Elektrodinamiği üzerine yaptığı çalışmalarından dolayı Nobel fizik ödülü’ne hak kazandığını, Challenger felaketini araştıran Rogers komisyonunda bulunduğunu, çeşitli hipotezler ve deneyler yaptığını öğrendim.

Ve Feynman’ın ABD’nin Far Rockway adlı küçük bir kasabasında dünyaya gelmesiyle neden ‘Bulunduğumuz odanın zemininde bulunduğumuz dünya kadar yeni dünyalar var’ dediğini de anlıyorum. Küçük bir dünyada doğan bir insan bulunduğu odanın zeminindeki dünyalarla da yetinmeyecektir tabi. 

Bilmeksizin yaşamak gerek onun gibi. Çok fazla şey bilmek de bilgili olduğumuzu göstermez. Ne kadar çok diplomaya ya da sertifikaya  sahip olursak olalım bilgimizi kullanmadıkça hiçbir şeyin anlamı yok. 

Ya da bilginin sonsuz olduğunun farkında olmayıp kendimizi yücelterek bilinmezliğe sürüklenmenin manası yok.

Okulu Sevmeye Sebep Arayanlara

Tophane ile Kabataş arasına sıkışmış kendi halinde nezih bir kampüs Fındıklı kampüsü...

Fındıklıyı Fındıklı yapan yegane sebep şüphesiz ki rıhtım. Derslerden sıkılanlara, ruhu daralanlara temiz bir nefes almak isteyenlere günde en az bir kere tavsiye edilir, sıcacık bir çay eşliğinde olması ise daha tesirli bir ilaç haline getirmektedir rıhtımı :)

Boğaz

Yazı ayrı güzel kışı ayrı güzel bir sevdadır; Bir baykuşun gözünden.. Bir nefes alır gerinirsin sonra Ümit Yaşar Oğuzcan 'dan bir mısra ses verir kulaklarına;

Bütün şehirleriniz sizin olsun
Ben aşığım dalgaların sesine
Tapınırcasına, ölürcesine
İçimde ne varsa denizin olsun..

Kimi aşkların tohumlarının ekildiği, kimi ayrılıkların efkarının dağıtıldığı, sırdaşının yalnızca martılar olduğu sessiz sedasız bir ev sahibidir rıhtım.  Alabildiğine deniz, alabildiğine gökyüzü, alabildiğine huzurdur, bir aşktır rıhtım.. dedim ya ; okulu sevmek isteyene sebep gibi sebeptir. Tek bir nefes yeter ciğerine, bir dene sen, sevmezsen sonra yine konuşuruz :)